Küçük büyük hüzünlerin vardı,
O sımsıcak kalbini mühürlemiş gibiydi yüzün...
Bir güneş kadar parlak görünürken ,
Ekilen acıları biçiyordun yüreğinden.
Kimseler bilmiyordu gönlünün nerde olduğunu...
Belki bir ırmak kıyısında ,
Belki de bir çiçek tarlasındaydı hüzün...
Sevgilerin vardı yüreğinde sakladığın ,
Sahipsiz , kimsesiz , bir o kadar perişan...
Ha belki kabul etmiyordun sahipsiz olduğunu ,
Kimsesizliğini , perişanlığını...
Kelimeler düğümleniyor yüreğimi dökerken.
Kalem kağıda varmadan yüzlerce sevda geçiyor gözlerimin önünden.
Sen ...
Ne öncesi ne sonrası...
Habersizim belki hepsinden.
Bilmezdim bu kadar kırılgan olduğunu,
Bilmezdim bu denli bir sevgili olduğunu,
Bilmezdim yüreğinin sıcaklığını, , bilemezdim...
Kim bilebilir ki o gülen yüzün ardında ki sızıları,
Günahları , pişmanlıkları...
Sen benim saklı sevdamsım yüreğime yazdığım...
Odamın her köşesinde , yürüdüğüm her adımda ,
Kokun , sesin , tenin...
Hasretimsin...
Her an beraber olmak yetmiyormuş gibi ,
Bir doyumsuzluk var yüreğimde.
Belki bu kadar narin olmasan ,
Belki bu kadar çocuk , bu kadar utangaç olmasan ,
Ve bu kadar benim olmasan ,
Gerçekten sen olmasan...
Olmalısın...
İyi ki varsın...
İlker Gökdeniz
06.08.2000
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder